Geliyor….

December 30, 2019

Geliyor....

Evet….Eksildi ömrümüzden bir yıl daha, yarın son günümüz. Ona olan şükran duygularımızı yeni gelen arkadaşa da misafirperverliğimizi göstermek için sofralarda buluşacağız yarın akşam…. Ailecek ya da aile bildiklerimizle…. Yalnız olsak da dert değil, ailemiz sırtımızdakiler olabilir, neden olmasın?Pastalarla ağzımızı tatlandırıp, fındık fıstık tadında karşılayacağız 2020’yi….Kadeh seslerine kahkahalarımızı katacağız beklerken….. Anıları deşeceğiz…Kimimiz evde olsak da, kimimiz dışarıda olsak da hastanede, asker ocağında, yolda, hasta başında, cenazede karşılayacak da vardır illa ki yeni yılımızı…. Unutmayalım ki her şey sırayla…. Yaşam bir olma hali ve yenisi eskisi, ölüsü dirisi hepsi senin için orda….2020’de olmasını istediklerim var elbet…. Duacısı olduklarım… 1 ocak sessizliğine aldanmayın sıcacık, gürültülü, her dem güzel anılacak bir yıl olacak 2020….

Üç noktayı koydum kapı çaldı ve içinde benim de nacizane bir öykümün olduğu kitapları getirdi kargocu genç… Heyecanlandım çok, elimde tuttum, açtım baktım şöyle bi…. Tek sayı sayfada öyküm dedim ilk. Benim çok kıymetli bir ilk heyecanım gerçekleşti 2019’da…. Devamı 2020’lere sıcak sıcak, bol bol…. Gelecek yıldan kimsenin hiç bir ukdesinin kalmamasını diliyorum….. Sevgiyle…. 💜🧿🧿💜🧿

Geliyor....
Parasite: Keskin. Net. Çarpıcı

Parasite bir Bond Joon Ho filmi. 2009 yılından Mother, 2013 yılından Snowpiercer ve 2017 senesinden de Okja ile sinemaseverlerin kim bu yönetmen diye araştırdığı Güney Koreli yönetmen. Sert bir film Parasite. Aynı zamanda adı üstünde bir film… İki sınıfın birbirinden beslenerek yaşadığını gözümüze sokarak ilerleyen filmde taraf tutmanız pek mümkün olmuyor. Zengin sınıf da fakir sınıf da kimi zaman mağdur ve haklı gözükebiliyor seyrederken…. Keskin görsel hatlarla ve kalbinizi sıkıştıran ayrıntılarla sınıfsal farkları dantel gibi işlemiş yönetmen ve ekibi diyebilirim….. Film yeraltından başlayıp yer üstüne çıkıyor ama yeraltı hep varlığını sürdürüyor. Komik bulduğunuz, ki kimi zaman oluyor bu, ayrıntılarda öyle ağız dolusu gülemiyorsunuz çünkü komik durumun oluşmasının nedeni trajik…. Sadece dudağınızın kenarında ufak bir gülümseme oluşuyor….

Parasite: Keskin. Net. Çarpıcı

Film boyunca bahsedilen kokuya hepimiz aşinayız. Demek ki bu evrensel bir koku diye düşündüm ben işitince konuşmaları. Kendi hikayenizden o kokuyu duyduğunuz ne kadar an varsa geliyor ufak ufak zihninize. Kim kimin paraziti ola ki? Sorusunu sıklıkla sorduğunuz film görsel olarak keskin anlaşılır, mesajı olan ve kaygı dolu sekanslar kurarak temasını çok güzel besliyor. İki uç noktayı da görünce ikisi için de endişe hissetmemek elde değil gibi duruyor alıcı için. Ve bence filmin başarısı burada yatıyor. Yönetmen biteviye karşılaştırma yapmanızı istiyor çünkü filmin özü karşıtlık: sınıf karşıtlığı , bakış açısı karşıtlığı, gelir karşıtlığı, yaşam şekli karşıtlığı….

Cannes Film Festivalindeki gösteriminden sonra sekiz dakika alkışlanan film beklendiği üzere ödülle döndü. Oscar ödüllerinde de aynı sonucun olabileceği konuşuluyor duymuşsunuzdur. Toplumun iki katmanı üzerinden şahane bir toplum eleştirisi yansıtıyor yönetmen beyaz perdeye. Hayatlarına devam etmek için her türlü üç kağıtçılığı kullanarak olmadıkları insanlar olarak başka bir ailenin içine sızan, ülkenin banliyösünde yaşayan ailemiz, Seul’deki zengin ailenin içine yerleşiyor diyebiliriz. Sefaletlerin ve sakilliklerin her türlüsünü yaşayan fakir ailenin de zenginliklerini sakilliğe çeviren diğer ailenin de içinde bulunduğu durumları da komedi ve korku öğeleri kullanarak işleyen yönetmen gerçekten etkileyici bir iş çıkarıyor ortaya….

WiFi bulabilmek için tuvaletlerinde tuhaf hallere girmek zorunda olan sefil ailemizin zengin aile ve zengin hallere duyduğu ince, hayret dolu kin de oyunculuklar vasıtasıyla bize çok net ulaşıyor. ‘ Zenginler ama yine de iyiler. ‘ diyen karısını ‘ İYİLER ÇÜNKÜ ZENGİNLER’ diye düzelten fakir aile babası karakterimizin plan yapmadan yaşamanın inceliğini, gerekliliğini, en iyi planının plansız olmak olduğunu ve onlar gibi insanların plan yapma lüksü ve seçimi pek olmadığını anlattığı diyaloğu oğluyla da hatırlanasıydı. Kaotik bir atmosfere geçişi yönetmenin birden, alıştırmadan oluyor. Sınıflar arası savaş sınıf içi bir savaşa yol açıyor ve burada gerilim yükseliyor. Şaşkınlığınızı gizleyemiyorsunuz ve bu dakikadan sonra film gerilim filmine evriliyor. Oyuncular da birden gerilim filmi içine düşmüş ama tecrübeli halleriyle sizi şaşırtıyor. Saçma tesadüflerle örülü bir gerilim değil perdedeki, hadi buyur dedirten, afallatan türden…. Ben vefa ve minnet temalı ışık açma olayındaki inceliği de çok kıymetli buldum.

Parasite: Keskin. Net. Çarpıcı

İki sınıf arasındaki ayrışmayı bodrum katlara indiren yönetmen alt sınıf güzellemesi yapmıyor filminde. İçi boşaltılmış bir alt sınıf övgüsü yapmamaya özen gösteren yönetmen hayatta kalma içgüdüsünün ne kadar dişli bir düşman olabileceğinin altını çiziyor filmde. İki sınıfın da hayatta kalma mücadelesi harika metaforlar kullanılarak altını çizmeden çok olağanmış gibi aktarılıyor size….. Sel sahnelerinde ve sel sonrası sekanslarda içinizdeki karmaşa tavan yapıyor. Ama dedim ya empati duygunuzla çok derinden oynuyor film… Üst sınıfa mensup insan topluluğunun da yıkılmaz kalerinin aslında çok da kolay alaşağı edilebildiğini de gözümüze sokarak iki tarafı da çok ince yerlerinden tutarak çekiştiriyor sanki film…

Parasite: Keskin. Net. Çarpıcı

Parasite kişilerden sıyrılırak sistem devam ettikçe parazitler hep yaşayacak diyerek Haneke filmlerine benzer bir doğumgünü sahnesiyle bitiyor bana kalırsa…. Sistem gidenin yerine başkasını koyuyor. Mahkum ve gardiyan değişse de hapishane dağ gibi varlığını sürmüyor….

Follow by Email
Pinterest
Pinterest
fb-share-icon
Instagram