LIFE UNDER CURTAIN

March 20, 2020

LIFE UNDER CURTAIN

Fark etmedik mi? Ciddiye mi almadık? Ne oldu anlamadan okullar kapandı dediler ve karga tulumba evde bulduk kendimizi. Ben gidecek miyim işe? Sen gidecek misin? Evden herkes nasıl çalışsın? Et mi alsak biraz, tuvalet kağıdı,deterjan… Gerek var mı dersin? Dur ben bir mazot alayım falan derken evden çok elzem durumlar haricinde çıkamaz olduk. Gözle bile görülmeyen virüs ile mücadele için, hasta olmamak için, sağlık sektörünün kaldıramayacağı kadar hasta olmasın aynı anda diye evde bulduk kendimizi… Corona bizi eve hapsetti tam tabiriyle. Sanki dışarıda elinde sopayla bekleyen bir yaratık var, evden çıkanın canına ot tıkıyor. Mecbur çıkmak zorunda olanlar bize diş bilerken biz de onlara dua ediyoruz. Eller yıkanıyor durmadan, böyle giderse derimiz iyice hasta olacak…

LIFE UNDER CURTAIN

İngilizce’de evdeyim demek için ‘ I am home.’ denir. Ben evim demektir tam çevirisi. Bu aralar hepimiz eviz. Ben üç sene önce ev olmuştum tam olarak. Çok alışkınım , o yüzden sizin kadar anormal hissetmedim bu ev olma olayında. Evin dipsiz bir kuyu olduğunu, işlerin nedense hiç bitmediğini, her gün sabah biraz daha fazla uyunduğunu, saat iki olmuş hiç bir şey yapmadım bugün kalp sıkıntısını, saat dört gibi pijamaları çıkarsam mı çıkarmasam mı diye düşünmenin acısını bilirim. Yarın yaparım nasıl olsa evdeyim beyhude iyimserliğini de eşofmanlarımızı çıkardığınızda mutlu hissetmeyi de bilirim. Çayı bitirip kahveye geçmeyi, aaaa akşam oldu şaşkınlığını hele iyi bilirim. Hiç yorulmadan nasıl bu kadar yorgun hissedildiğini, hatta nasıl bu kadar fazla aç hissedildiğini iyi bilirim. Kitap okuyamadım gerginliğini de…. İşte olsaydım şu kadar iş bitirmiştim düşüncelerini de… Evde olmayı dört gözle beklerdim ben , nedir bu hissettiklerim kaygısını da … Aynada kendini incelemeyi de bilirim evdeyken. Bıyıklarım çıkmış, alsam mı diyen aynadaki boş gözlere alışkınım…. Alışırsınız…. Ben alışmıştım hatta bir hashtag yapmıştım evde hayat konulu #lifeundercurtain . Sıradan ve sürüden insanoğlunun en çabuk ve kolay yaptığı şey alışmak, dert etmeyin….

Evren, hayvanlar,doğa bizden intikam alıyor. Tüketen, bitiren umursamayan, öldüren, yıkan, yiyen, görmezden gelen, ötekileştiren, anlamayan, empati yapamayan, ayıran, ayrıştıran insandan intikam mı alıyor? Evimize girdik, İtalyan ile empati yapıp, birbirimize bakıyoruz. Ellerimizi yıkamayı dahi yeni öğreniyoruz. Sosyal izalosyan olacak dedik, dedeler nineler evde durmuyor. Biz gördük göreceğimizi deyip çıkıp banklarda insan seyrediyorlardı ki banklar kaldırıldı. Bankada iple bağlı kalemden sonra alınan en absurd önlem ban kalırsa bu. Hastanelerin meşgul edilmemesi gerek diyorsun kadın bebeğinin cinsiyetini öğrenmeye gidiyor hastaneye. Akşam sağlık çalışanlarımızı alkışlıyoruz ama tıbbi maske sağlayamıyoruz. Karantinadan kaçan çeşitler, cami kapısı döven müptezeller hepsi biz evdeyken dışarıdalar. Marketleri boşaltanlar da başka tür bir delilik içindeler. Bir de uyanık tüccarlarımız var indirim yapan ve tüm emeklilerin evden dışarı çıkmasını sağlayan. Geceleri toplaşıp toplaşıp kanallarda konuşan bir avuç konunun uzmanına bir de gece yarısı güncellemeleri eklendi ki değmeyin anksiyetimize…. Daha neler neler…. İçim şişti… Ellerimizi yıkıyoruz, kolonyacılık oynuyoruz. Mis gibi kokuyoruz ama korkuyoruz…

Biz dokunan bir milletiz. Her şey geride kalınca, tbt paylaşımlarının konusu olunca Corona acaba bu özelliğimizi törpüleyecek miyiz? Bilmiyorum. Geçecek mi onu da bilmiyoruz. En yorucusu bu bilmezlik hissi. Yarını bilmemek, tahmin bile edememek. Rutinine devam edememek de en bunaltıcı olanı, yeni rutinler inşa etmeye çalışıyoruz sosyal medyada bile iyi olmak ve iyi etmek adına. Özgürlük de kısıtlanınca milletin canı sıkkın haliyle… Ama bir gerçek var, can sıkıntısı solunum sıkıntısından daha idare edilebilir. Kaybettiklerimiz kadar kazandıklarımızın da olması en büyük dileğim insanlık adına bu iş sona erdiğinde. En kısa zamanda umarım….

LIFE UNDER CURTAIN

İnsan sosyal bir varlıktır. Hayvanlar yalnızlık duymaz bu evrende bir tek. Türlü türlü yol bulduk beraber olmak adına teknoloji sağ olsun. konserden tutun da canlı yayına, telefona, mesaja kadar…. Daha sık mı görüşüyoruz ki acaba? Ama en önemli güdüsü yaşamda kalmaktır insanın ve bu yüzden evde kalarak yaşama şansımızı artırarak ne hedef olalım ne de başkasının kötü kabusu. Ev bir canlıdır, bir organizmadır unutmayın. Ona nasıl bakarsanız size öyle geri döner. Evde kapalı kaldım deyip onu ötekileştirmeyin. Tıkılı kalınmaz evde. Ev koruyup kollayandır. Eviniz kalkanınızdır. Hikayemiz devam ediyor, unutmayın….

Anladığın kadar özgürsün…

http://www.cimeleon.com/wp-admin

Follow by Email
Pinterest
Pinterest
fb-share-icon
Instagram